“Milli Otomobil” projesine başka bir açıdan bakmak
Türkiye’de birçok kişi, Türkiye’de üretilecek bir “milli” otomobilin[1] ekonomik gelişme üzerinde olumlu bir etki yapacağına dair sarsılmaz bir inanca sahiptir. Bu nedenle milli otomobil üretimi konusu sıklıkla gündeme gelir. Bazen sadece söylem düzeyinde kalır, bazen somut bazı adımlar atılır ama “milli” otomobilin ekonomik başarının anahtarı olduğuna ilişkin inancımız hiç kaybolmaz. Nitekim son yıllarda bu konu yeniden gündeme gelmiş, milli otomobil üretimine önümüzdeki yıllarda başlanacağına ilişkin haberler basında yer almıştır.[2]
Türkiye’deki milli otomobil projesi ile ilgili en önemli sorun, konu ile ilgili tartışmaların çoğunlukla milli gurur, istihdam olanakları gibi projenin sadece getirilerine odaklanıyor olması, maliyetler kısmını ihmal etmesidir. Milli otomobilin üretilebilmesi için milletçe önemli bir bedel ödenmesi gerekmektedir. Çünkü milli otomobil projesi bir özel yatırımcının kar motivasyonu ile başlattığı bir girişim değildir. Aksine, özel girişimciler bu projeyi yeterince karlı görmedikleri için bu işten uzak durmayı tercih etmişlerdir. O yüzden bu projeler (Türkiye’de olduğu gibi) her zaman siyasetçilerin (devletin) önderliğinde başlatılmış ve sürdürülmüştür. Siyasetçilerden beklenen kamu kaynaklarını ve gücünü kullanıp projeyi özel sektör için karlı hale getirmesidir. Bu maksatla üretim öncesinde yapılan araştırma geliştirme harcamalarına kamu katkısı sağlanır. Üretime geçtikten sonra ise milli otomobili yabancı rakiplerine karşı koruma maksadıyla gümrük duvarlarının yükseltilmesi, milli otomobilin bazı vergilerden muaf tutulması, kamu kuruluşlarının milli otomobil kullanması zorunluluğu getirilmesi gibi politikalar ile proje desteklenmeye devam edilir. Kuşkusuz bu politika basitçe kamu kaynaklarının özel sektöre aktarılması gibi değerlendirilemez. Beklenti, uzun dönemde, milli otomobil üreticisinin kendisine aktarılan kaynakları verimli kullanarak -özellikle uluslararası alanda- rekabetçi konuma gelmesi ve gerek kendisi gerekse kendisine girdi sağlayan sektörlerin gelişimi ile kamu desteğine ihtiyaç kalmadan üretime ve istihdama pozitif katkı yapmasıdır. Beklenti gerçekleşirse başlangıçta özel sektöre aktarılan kamu kaynakları fazlasıyla kamuya geri dönecektir. Ancak, diğer ülke deneyimleri, bunu başaramayan ülke sayısının başaranlardan daha fazla olduğunu göstermektedir.