Teşvik primi neden suç?
Son günlerde gündemin en önemli konusu futbol dünyasında yaşanan gelişmeler. Birçok klüp yöneticisi, futbolcu, menajer futbola hile karıştırdıkları gerekçesiyle göz altındalar. Zanlılar hakkında birçok suçlama var ama benim en çok dikkatimi çeken F. Bahçe’nin, Eskişehir – Trabzon maçı için Eskişehir’e teşvik primi vermiş olması. Yani Fenerbahçe, şampiyonluktaki en büyük rakibi olan Trabzonspor’a karşı daha iyi oynaması için Eskişehirspor’a para vermiş.
Ben ‘bunda ne yanlışlık var?’, ‘teşvik primi vermek neden suç?’ bir türlü anlayamadım. Futbol ile ilgili her turlu yasal düzenlemenin hedefi rekabeti teşvik etmek değil mi? Teşvik primi de –adı üstünde- rekabeti teşvik ediyor.
Varsayalım ki ligin bitimine 5 hafta kalan maçta Fenerbahçe Eskişehirspor’a teşvik primi verdi. Vermeseydi ne olacaktı? Ligde hiçbir iddiası bulunmayan Eskişehirspor maça asılmayacak, Eskişehirspor’un hocası belki de sezon boyunca takımda yer veremediği yedekler ile oyuna çıkacaktı. Halbuki Eskişehirspor o maçta çok sıkı bir oyun sergiledi. Maçtan önce kesin favori olarak gösterilen Trabzonspor’a kök söktürdü. Maçın 0-0 beraberlikle bitmesi ile Trabzonspor şampiyonlukta önemli bir yara aldı. O hafta kaybettiği liderliği bir daha geri alamadı.
Bu senaryoda rekabeti engelleyen bir şey var mı? Bana kalırsa yok. Aksine rekabeti teşvik ediyor. Hatta teşvik primlerinden genellikle mali açıdan zayıf olan takımlar yararlanacağı için uzun dönemde takımlar arasındaki finansal farklılıkları da ortadan kaldıracak, rekabeti daha da ileriye taşıyacak bir uygulama. O zaman neden bir sürü mağdur yaratıyor, emniyet ve adalet çalışanlarını meşgul ediyoruz?
• Etiketler: fenerbahçe, şike, teşvik, trabzonspor
3 Yorum
Teşvik primi bana göre sizin dediğinizin aksine rekabeti törpüleyerek bir ligde monopoller ya da oligopoller oluşmasına neden olduğu için suç. Bu ligde teşvik primi verebilecek takımlar bellidir, 4 büyükler dışındaki çoğu takım da teşvik primini almaya meyillidir. Teşvik primini incelerken kısa vadeli değil uzun vadeli düşünmek gerekir. Kısa vadede rekabeti körüklemesine rağmen uzun vadede dediğim gibi kupayı sadece belli takımlar kazanacaktır. Kazanan takım ise en çok teşvik primini veren takım olacaktır. Mali açıdan zayıf takımların durumlarını düzeltebilmesi için daha farklı önlemler, yapısal çözümler üretilebilir.
Bana kalırsa siz şike ile teşvik pirimini karıştırıyorsunuz. Velev ki yanılıyorum. O zaman yanlış varsayımlarla hareket ediyorsunuz.
1- ‘Kazanan takım ise en çok teşvik primini veren takım olacaktır’ Bu tamamen yanlış. Teşvik kazanmayı garanti etmez. Adı üstünde ‘teşvik’ sadece kazanmayı teşvik eder.
2- teşvik primi alan takımın kazanmak icin hicbir motivasyonu olmadıgını varsayıyorsunuz ki bu da yanlış. Halbuki takımlar maca kazanmak icin cıkarlar. Duruma gore macları kazanıp şampiyon olacaklar, kupa alacaklar ya da avrupa da maclar oynayacaklardır. Ya da küme dusmemek icin mac kazanmak zorundadırlar. Ayrıca takım içindeki her bir oyunucunun da iyi oynamak için motivasyonu vardır. Futbolcu, iyi oynarsa iyi bir transfer ucreti alabilir.
Ancak bazı durumlarda motivasyon kaybolabilir. Ornegini ligin bitmine 1 hafta kalmıstır. A takımı 10. sıradadır. ne sampiyon olma, ne avrupaya gitme sansı ne de kume dusme riski vardır. Bu durumda tesvik pirimi motivasyon eksikligini giderebilir diye dusunuyorum
Hocam,
Biraz geç bir cevap olacak ancak şimdi gördüğüm için yazıyorum:
Böyle bir durumda sadece zengin olanların şampiyon olabileceği bir lig yaşarız.
Nba’deki draft mantığının ya da uefa şampiyonlar ligindeki yeni uygulamaların (bazı küçük ülkelerin şampiyonlarının direkt olarak şampiyonlar ligine ilk kez katılma imkanı bulması vs.) nedeni hep küçük takımları da ayakta tutabilmek.
*spesifik olarak olaya bakarsak, eskişehirspor’un teşvik primi aldığı varsayımıyla hareket edilen bir yazı olmuş. diyelim ki teşvik primi aldılar ve maça o yüzden asıldılar. fakat bunun tersi olsaydı – prim almasalardı maça asılmayacaklarının herhangi bir garantisi vs. yok.
*ayrıca teşvik primi rekabeti teşvik etmez sadece zenginin istediğinin olmasını sağlar. örneğin, sermaye sınıfının önde gelenlerinden biri bir takım kursa ve 34 hafta da teşvik vererek şampiyon olsa ne gibi bir durum oluşmuş olur? sadece en zenginlerin şampiyonluğu kovalayabileceği bir lig yaşarı ve bunun hiçbir anlamı olmaz. çünkü, ilk olarak Türk futbolu seyirci ve dolayısıyla para kaybeder. ikinci olarak bu şekilde şampiyon olan takım avrupa’da bizi hangi hakla temsil eder? üçüncü olarak maddi durumu iyi olmayan şehir takımları tamamen sistemin dışına itilmiş olur ve bu şehirlerde futbolun gelişimi aksar. dördüncüsü şike ile şampiyon olmak neredeyse garanti olduğuna göre altyapı yatırımları ve dolayısıyla mill takım başarıları da geriler. beşincisi sonuç önceden belli olduğu için futbolun yan sanayileri (toto-iddaa vs.) de geriler.
Ayrıca, zenginlerin fakirlere para dağıtması yerine bu yapının dönüşümü için çalışmak daha doğruymuş gibi geliyor bana. eğer zenginlerin dediği olacaksa, buna karşı mücadele edilmeyecekse sadece futbolda veya sporda değil bütün alanlarda genel olarak sermayenin dilekleri yerine getirilmiş olur. Başka bir deyişle, olayda teşvik suç olmazsa ligin oynanmasının mantığı yok, bu ligin en zengini fenerbahçe kendi ve rakiplerinin maçları için teşvik versin ligin sonucu baştan belli olsun.