Rekabet Kurumu Başkanlığı’na,
Sayın Yetkili,
Bildiğiniz gibi, Rekabet Kanunu’nun 6. maddesi teşebbüslerin hâkim durumlarını rakiplerine ve ürettiği mal ya da hizmetin alıcılarına karşı kullanmasını engellemek amacıyla düzenlenmiştir. Ancak, birçok endüstride kanuna aykırı davranışlar söz konusudur. Bunlardan biri de özel okullardır.
Türkiye’de birçok veli çoğu zaman şartlarını zorlayarak çocuklarını, daha iyi bir eğitim almalarını sağlamak amacıyla özel okullara göndermektedir. Tabii ki bunun bir bedeli vardır ve hizmeti alanlar bu bedeli ödemek zorundadır.
Ancak, okul yönetimleri velilerin çocukları konusundaki hassasiyetini bildikleri için bunu suistimal etmekte, halihazırda kayıtlı öğrencilerinin kayıt yenileme ücretlerini enflasyon oranının üzerinde arttırarak, ilk kayıtta veli ile okul yönetimi arasında yapılan sözleşmeyi kendi lehlerine değiştirmektedirler. Yani her sene veliler okul yönetimi ile bir önceki yıla daha kötü bir sözleşme yapmaya zorlanmaktadırlar. ‘Zorlanmaktadır’ diyorum, çünkü, bildiğiniz gibi, eğitim hizmeti niteliği gereği diğer birçok mal ve hizmetten farklıdır. Her zaman gittiğiniz berber saç kesim ücretlerine zam yaptığında kolaylıkla bir başka berbere gitme imkanımız vardır ve bunu yaparız. Ancak söz konusu okul değiştirme olduğunda tüketiciler aynı şekilde esnek davranamamakta, çocuklarının okul değiştirmekten kaynaklanabilecek uyum sorunlarını düşünerek, adil olmadığını düşünseler de, hizmet aldıkları okulu değiştirememektedirler.
Aslında kanun koyucu bu durumu öngörüp ilgili yasada buna ilişkin bir düzenleme yapmıştır. 11.02. 2009 tarih 27138 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Özel Öğretim Kurumları Öğrenci ve Kursiyer Ücretleri Tespit ve Tahsil Yönetmeliği’nin 5. maddesi 2. fıkrasına göre ‘İlköğretim ve ortaöğretim okulları ara sınıflarının öğrenci ücretlerini bir önceki yılda gerçekleşen tüketici fiyat indeksindeki (TÜFE) artış oranını dikkate alarak arttırabilir’. Bu madde ile özel okul yönetimlerinin hakim durumlarını kayıtlı öğrencilerin aleyhine kullanmalarının engellenmesinin hedeflendiği açıktır. Bu yönetmeliğin yürütülmesi de Milli Eğitim Bakanlığı’na bırakılmıştır.
Görüldüğü kadarıyla özel okullar bu yönetmeliği dikkate almamakta, buna karşılık Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı birimler de kanunun kendilerine verdiği söz konusu yönetmeliği yürütme görevini yerine getirmemekte ya da getirememektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konudaki suskunluğu birimin asli vazifesinin ekonomik değil, daha çok eğitim ile ilgili olması nedeniyle olabilir. Bu durumda görev, söz konusu alanda daha fazla tecrübesi olan, Rekabet Kurumu’na düşmektedir. Kurum Kanun’dan gelen yetkisini kullanarak Özel Okulların hakim durumlarını kötüye kullanarak kayıtlı öğrencilerin velilerini her yıl daha kötü sözleşmelere (daha yüksek ücret, değişen ödeme ve burs koşulları vb.) imzalamaya zorlamasını engellemelidir. Ayrıca Özel Öğretim Kurumları Öğrenci ve Kursiyer Ücretleri Tespit ve Tahsil Yönetmeliği’nin ilgili maddesinin daha kapsamlı ve bağlayıcı şekilde değiştirilmesini sağlamalıdır.
• Etiketler: özel okul, rekabet, rekabet kurumu, zam
5 Yorum
hocam kanayan bir yaraya iyi niyetle çözüm aramışsınız ancak rekabet kurumunu kuruluş kanunu olan 4054 sayılı rekabetin korunması hakkındaki kanunu incelersek konunun kurumun görev alanına pek girmediğini görebiliriz. kanunda da belirtildiği üzere kurum, mal ve hizmet piyasasındaki rekabeti engelleyici faaliyetleri ile piyasaya hakim kuruluşların bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarına müdahil olmakla görevlidir. oysa örneğimizde yüzlerce özel eğitim kurumu rekabetin engellenmesinden kaynaklanan bir rant elde etmekten ziyade mevzuatın ihlalinden kaynaklanan haksız kazanç elde etme durumu ile sorumludur. ayrıca bu suistimali yapmayan eğitim kurumlarının da varlığını düşündüğümüzde konu rekabet kurumunun görev alanının dışında kalmaktadır. durum bürokrasinin işlememesinden kaynaklanan tipik ve ucuz bir serbest piyasa fırsatçılığıdır. uzun vadede yeni kamu yönetimi anlayışının yerleşmesiyle devlet kurumlarının hesap verebilirliğinin artması sonucu piyasa ekonomisinin işleyişini zaafa uğratan bu tür münferit olaylar muhtemelen azalacaktır ancak konu hakkında çözüm üretmek için akademik olarak da çalışmalar yapmak süreci olumlu etkileyecektir.
Sevgili Cagatay,
1- Soyledigin dogru: Konu bir mevzuat ihlali. Bu konuyu MEB yetkilileri(ama ilgisizleri) ile konuştuğumda böyle bir maddeden haberleri dahi olmadığını farkettim (ya da bana öyle davrandılar).
2- Rekabet Kanunu kapsamına girer mi? Konunun uzmanı degilim ama Rekabet Kanunu’nun 6. maddesi teşebbüslerin hâkim durumlarını sadece rakiplerine değil ‘hizmetin alıcılarına’ karşı da kullanmasını engellemek amacıyla düzenlenmiştir. Yani özel okullar ‘ara sınıflardaki’ hakim durumlarını hizmetin alıcıları olan ‘velilere’ karşı kullanmaktadırlar.
3- ‘ayrıca bu suistimali yapmayan eğitim kurumlarının da varlığını düşündüğümüzde…’. Sanırım bu ifadeyi şu manada kullandın: ‘Bu durumu suistimal etmeyen kurumlar da var, veliler çocuklarını o kurumlara göndersin’.
Benzer şeyleri RK yetkilileri de söyledi: Pazarı inceledik yoğunlaşma yok. Piyasada rekabet var.
Bana kalırsa durum pek öyle değil. Çok sayıda özel okul olduğu doğru. Dolayısıyla veliler alternatifler arasından kendilerine en uygun olanı seçebilirler. Bu doğru bir yorum. Kimsenin şikayet etmeye hakkı yok.
Ancak ara sınıflarda durum farklı. BU sınıflardaki öğrenciler bir şekilde okula, öğretmenlerine ve arkadaşlarına alışmış oluyor. Bu nedenle veliler fiyat artışlarına tepki veremiyorlar. Çocuklarının başarısının, ruh halinin bundan olumsuz etkileneceğini düşünüyorlar. Bunu bilen okullar da bundan yararlanıyorlar. Her sene velileri bir yıl öncesine göre (reel olarak) en az 2-3 puanlık daha kötü anlaşmalara zorluyorlar. Bunun anlamı 5 yıllık bir ilkokul öğrencisinin velisi, öğrenci 5. sınıfa geldiğinde ilk yıla göre en az yüzde 15’lik daha kötü bir kontrat yapmaya zorlanıyorlar.
Burada sıkıntı şu: Rekabet kurumu hakim durumun olup olmadığını anlamak için sadece firma sayısına bakıyor. Buna göre piyasada hakim durumun olmadığı sonucuna varıyor.
Halbuki hakim durumun en önemli göstergelerinden biri talep elastikiyeti (Yani ara sınıftaki öğrencilerin fiyat artışlarına tepki verme kabiliyeti) Benim bildiğim kadarıyla böyle bir çalışma yok. Ama hissiyatıma dayanarak söylüyorum bu esnekliğin değeri (ara sınıflar için) sıfıra yakın.
Özetle, bu konu kesinlikle bir mevzuat ihlali ve MEB yetkilileri bu konuda görevlerini yapmıyorlar. Bana kalırsa bu konu RK’nun yetki alanına da giriyor. Ama burada yapılacak yorumların benimkinden farklı olabileceğini düşünüyorum. Söylediğin gibi bu konuda çok sayıda akademik çalışmaya ihtiyacımız var
Murat Bey,
Güzel bir konuya değinmişsiniz. Rekabet Kanunu teşebbüsler arasında serbest piyasanın işleyişini bozan uyumlu eylem ve davranışlara izin vermediğinden bu konu Rekabet Kanunu kapsamında değerlendirilebilir. Ancak özel okullar arasında bir uyumlu eylem olduğu konusunda şikayet yapmalısınız. Yoksa özel okulların öğrenciler üzerinde haklarını kötüye kulanmaları bu hususun sadece sonucudur. taraflar arasında öğrenci ve veliler olmaz. Çünkü öğrenciler ve veliler teşebbüs değildir.
Sonuç: Rekabet Kanunu 4. maddedeki uyumlu eyle karinesine dayanmaktır.
Yanlış hatırlamıyorsam özel okullar hakkında Rekabet Kurumu’ndan MART 2011 TARİHİNDE bir uyarı vardı. http://www.rekabet.gov.tr adresinden kararlar kısmından soruşturabilir hatta sektör (eğitim) belirterek ilgili uzmana konuya yönelik danışabilirsiniz.
Selamlar.
Ebru hanım,
Buradaki durum bana gore bir uyumlu eylem degil, hakim durum sorunu. Bir okulun ücretlerini ‘aşırı’ arttırması için ikinci bir okula ihtiyacı yok. Çünkü talep elastikiyet düşük. Yeni kayıt olacak öğrenciler için böyle bir durum söz konusu olabilir. ANcak kayıtlı öğrenci üzerinde kayıtlı olunan okulun bir ‘hakim durumu’ söz konusu.
Belirttigim gibi yasa koyucu bunu bildiği için buna ilişkin bir yönetmelik çıkartmış, ama uygulamıyor. Hatta yetkililer ile yaptığım görüşmede böyle bir yönetmelikten haberleri dahi olmadıgını öğrendim.
Rekabet Kurulundaki ilgilerle de bu durumu gorustum. Ama onlar da bana sizin bahsettiginiz karardan söz ettiler. Halbuki bana kalırsa orada bir rekabet ihlali yok. OKullar yeni kayıt öğrencilere istedikleri fiyatı uygulayabilirler. Veliler buna bakarak istedikleri okulu tercih ederler. Ancak öğrenci kayıt olduktan sonra fiyat değişmelerine tüketicinin tepki verme imkanı düşüyor. Yani hakim durum oluşmuş oluyor.
Burada sanırım sorunu Rekabet Kurulunun hakim durum konusu sadece iki firma arasındaki rekabet olarak algılamasından kaynaklanıyor. Halbuki -örn, doğal tekeller durumunda oldugu gibi- hakim durumun tüketiciye karsı kullanılması durumu gibi ele alınması gerekir.
arkadaşlar çok önemli bir konuya değindiğiniz için teşekkür ediyorum ve şahsımın da murat bey gibi düşündüğünü belirtmek isterim.ancak bu yönde düşünmem olayı çözmüyor.ve çözmek için bir yol arıyorum.üç yıldır özel bir okula gönderdiğim kızımın yıllık ücreti bu yıl %20 artmış.bunun hem kanuni,hem ahlaki olduğunu düşünmüyorum.kızımın eğitimini yarıda bırakıp okuldan da alamıyorum.ne yapacağımı bilemiyorum.sizce ne yapmalıyım yada yapmalıyız.tekrar teşekkür ediyorum