Bu başlık 19 Eylül tarihli Star gazetesinden alındı. Haberde 25 ülkedeki Merkez Bankası faiz oranlarının yer aldığı bir tablo var. Tabloya göre en yüksek faiz oranı Türkiye’de ve bu yüzden yabancılar Türk devlet bonolarına hücum ediyorlar. Bu haberde yer alan faiz ve sıcak para ilişkisi doğru ama faizlerin değerlendiriliş biçimi anlamlı değil. Çünkü ekonomide fiyatların tek başına hiçbir anlamı yoktur. Fiyatlar başka fiyatlarla mukayese edildiğinde anlamlıdırlar. Örneğin, ‘Ahmet, ayda 10000 YTL kazanıyor’ ifadesi Ahmet’in geliri hakkında bize hiçbir şey ifade etmez. Ahmet eğer bir ekmeğin 100 YTL’ye satıldığı bir ülkede yaşıyorsa fakir, bir otomobilin 10000 YTL’ye satıldığı bir ülkede yaşıyorsa bugünkü standartlara göre zengin biridir. Türkiye’de de gecelik faiz oranı yüzde 17.25 imiş. Acaba enflasyon yüzde 20 olsa kim hazine bonosu alır?
Kapitalizmi seviyorum. Öyle bir sistem ki, kapitalistleri (istemeseler bile) sürekli olarak insanları (tüketicileri) mutlu etmeye, onların duygularına düşüncelerine saygılı olmaya zorluyor.
Ramazan geldi geçti. Ramazandan önce bikinili ya da yarı çıplak kadın resmi basan, yazarlarının yemek sayfalarında ‘balığın yanında rakı mı içmeli, şarap mı?’ tartışması yaptığı gazeteler, ramazan ile birlikte okurlarına ‘İslam İlmihali’ hediye etmeye, yemek sayfalarında iftar için yemek tarifleri yayınlamaya başladılar. Hatta belki bu gazetelerin sahiplerinin veya genel yayın yönetmenlerinin önemli bir kısmı oruç bile tutmuyorlar.
Kapitalizmi seviyorum ve son yıllarda çok tartıştığımız laik düzenin tehdit edici yasaların değil, sağlam bir kapitalist düzenin omuzları üzerinde yükseleceğine inanıyorum.
Reklamcı Selim Tuncer (selimtuncer.blogspot.com) ‘Fenerbahçe:1 Inter:0’ başlıklı yazıma çok güzel bir katkı yapmış:
– Baba ‘globalleşme’ nedir?
– İspanyol hakemlerin yönettiği maçta; kadrosunda 6 Brezilyalı, 4 Türk, 1 Uruguaylı, 1 Sırp bulunan Fenerbahçe’nin; kadrosunda 2 Brezilyalı, 5 Arjantinli, 1 Kolombiyalı, 1 Sırp, 1 Fransız, 1 Şilili, 1 Honduraslı, 1 Portekizli, 1 İsveçli bulunan Inter’i yenmesi ve bu olaya Türkler’in sevinip İtalyanlar’ın üzülmesidir evladım.
– Milliyetçilik nedir?
– Türkler’in, Nihat’ın oynadığı Real Sociedad’a “Nihatlı Real Sociedad” adını takmaları, takımın maçlarını naklen yayınlamaları, galibiyetlerine sevinip mağlubiyetlerine üzülmeleridir evladım!
Başlığa şaşırdınız mı? Alıştıklarınızdan farklı değil mi? Halbuki, 11 Eylül tarihli Akşam gazetesindeki iki başlık tam beklediğiniz gibi: ‘Açık & yakın tehlike’ (aradaki & işaretinin neden orada olduğunu anlamadım) ve ‘İthalat artışında dünyayı solladık’. Her iki haber de Türkiye’de artan ithalatın ekonomide yaratacağı olumsuz etkilerden söz ediyor. Devamı »
Ferhan Şensoy yıllar önce küçük bir gazete kupüründe dokuz yıl boyunca boş yere hapis yatan bir adamın hikayesini okuyor. Adam onca yıl içeride kaldıktan sonra, gerçek suçlular yakalanınca “yanlışlık olmuş” denerek bırakılıyor.
Şensoy bu trajikomik durumdan esinlenerek “çok tuhaf soruşturma” oyununu yazıyor. Yıllar sonra bu konuyla Sinan Çetin`in yapımcılığında, Mert Baykal`ın yönettiği ‘PARDON’ filmi çekiliyor.
Devamı »
– Baba ‘Globalleşme’ nedir?
– İspanyol hakemlerin yönettiği maçta; kadrosunda 6 Brezilyalı, 4 Türk, 1 Uruguaylı, 1 Sırp bulunan Fenerbahçe’nin; kadrosunda 2 Brezilyalı, 5 Arjantinli, 1 Kolombiyalı, 1 Sırp, 1 Fransız, 1 Şilili, 1 Honduraslı, 1 Portekizli, 1 İsveçli bulunan Inter’i yenmesi ve bu olaya Türklerin sevinip İtalyanların üzülmesidir evladım.