İlköğretim kurumlarına kayıtlar 1 Haziranda başladı. Bu yıldan itibaren, geçmiş yıllardan farklı olarak, kayıtlar internet üzerinden yapılacak. Yeni yöntemle internet üzerinden ön kayıt yaptıran her aday kendi bölgesindeki bir okula yönlendirilecek. Yeni sistemde hedef ilkokullara kayıtlar sırasında velilerden alınan zorunlu bağışların engellenmesi. Eski sistemde bazı nispeten iyi devlet okulları velilerden milyarlarla ölçülen bağış adı altında para almaktaydı. Yeni sistemde veli ile okul yönetimi muhatap olmadıkları için kayıtta bağışın oradan kalkacağı düşünülüyor. Peki bağışlar ortadan kalkarsa herşey düzelecek mi? Ben buna olumlu yanıt veremiyorum.

Bazı devlet okulları nispeten daha iyi bir eğitim verdikleri için veliler tarafından tercih edilmekteydi. Bunun karşılığında da okullar ‘bağış’ adı altında velilerden para talep etmekteydiler. Bağışların miktarı okulun başarısına göre değişmekteydi. Aslında burada bağış okulun başarısının ödülüydü. Yanlış olan bunun bağış adı altında alınmasıydı. Halbuki devlet bu işi yasallaştırsa bu iş hallolmuş olacaktı. Çünkü alınan para başarının karşılığıydı. Yoksa sıradan bir okula kim milyarlarca lira bağışta bulunur ki? Geçtiğimiz hafta bir gazetede ilkokulların OKS sınavındaki başarısına ilişkin bir rapor yayınlandı. Bu rapora göre en sınavda en başarılı 50 okul içinde sadece bir tane devlet okulu vardı. Özel okullar sınavda çok daha başarılıydı. Aslında bu sonuç bir sürpriz değil. Ataların dediği gibi ‘marifet iltifata tabidir’. Özel okullar bunu biliyor ama devlet okulları ve bunların destekçileri hala bunun farkına varabilmiş değil.

Herkes çocuğunu en iyi okullara yollamak istiyor. OKS gibi sınavlar da sadece öğrencilerin değil okulların da başarısını gösteriyor. Özel okullar bu sınavlarda başarılı olmak için her türlü çabayı gösteriyorlar. Çünkü ne kadar başarılı olurlarsa o kadar fazla öğrenci bu okulları tercih edecek ve okul o kadar fazla para kazanacak. Ancak devlet okulların başarılı olması için yasal hiçbir motivasyon yok. Devlet okulundaki bir öğretmenin bütün öğrencileri Anadolu Liselerini kazansa bile ne öğretmenin, ne okul yönetiminin maddi manevi hiçbir kazancı olmuyor. Yani marifetin en büyüğüne en küçük bir iltifat yok.

Zorunlu bağış yöntemi devlet okullarının, çabalarına karşılık bulmak üzere buldukları yasal olmayan bir ara çözüm. Bu çözümü de kaldırdığınızda devlet okulları için hiçbir teşvik kalmıyor. Ayrıca bu sistem velilerin tercih hakkını da kısıtlıyor. Velilerin başarılı okulları tercih etmesini engelliyor. Gerçi eski sistemde de ikamet yeri esastı ama veliler bir yolunu bulup sahte bir ikametgah alıyorlardı. Sanırım bu sistem onun da önüne geçiyor. Sonuç olarak yeni sistem yasal olmayan bağışları engelleyebilir ama devlet okullarındaki illegal de olsa yegane teşviki ortadan kaldıracağı için sonuçta olumsuz bir etkisi olacaktır.

Buna göre Milli Eğitim sisteminde kalitenin yükselmesini isteyen yöneticilerin yapması gereken teşvikleri ortadan kaldırmak değil aksine arttırmaktır. Hatta başarıyı ödüllendiren teşvikler yanında başarısızlıkların da cezalandırılması gerekir. Buna göre bağışlar ortandan kaldırılmaktansa bunlar yasallaştırılmalı hatta başarılı öğretmenlerin bundan pay alması sağlanmalıdır. İkincisi, insanların tercihlerini kısıtlamak değil seçenekleri arttırmak kaliteyi arttırır. Dolayısıyla öğrenciler kendi mahallelerindeki okula mahkum edilmemeli, velilere mümkün olduğunca farklı seçenek sunulmalıdır. Hatta bir okula yeterince talep olmadığı takdirde o okul kapatılmalı ve öğretmenler işten çıkartılmalıdır. Aksi yöndeki politikalar mevcut durumu daha da kötü hale getirmekten başka bir işe yaramaz.

Ticaret Gazetesi, 2006

Bir yorum

  1. ipek - 10 Eyl 2007 - 1:07 pm

    internetten kayıt çok yanlış bir uygulama,bağışlar maalesef ortadan kalkmış fikan değil.Bu sistem bir an önce kaldırılmalı,yoksa karmaşıklık devam edecek,kayıt işlemleri arapsaçına dönecek

Yorum yapın