En zengin ölüler

Forbes en zengin ölüler listesini de yayınladı. Bizim gazetelerin de ilgi gösterdiği listede, yıllar önce ölmüş ünlülerin çoğunlukla fikri mülkiyet haklarından kaynaklanan ve bugün varislerinin cebine giren kazançları sıralanmış. Birinci sırada Elvis var. Ölümünden 30 yıl sonra dahi ‘Kral’ hala çok kazandıran star. Onu John Lennon izliyor. En ilginci ise Albert Einstein’ın beşinci sırada olması. Çocukların eğitimi için kullanılan, Disney karakteri, ‘Baby Einstein’ lar 1955 yılında ölen Einstein’n varisi İsrail’deki bir üniversiteye yılda 18 milyon dolar kazandırıyor.
Benim merak ettiğim bir şey var: Bu haklar ölümden itibaren ne kadar süreyle varislere hak sağlıyor? Malum, ilaç patenlerinde 20-30 yıl gibi süreler var. Bu süreler müzikte ve edebiyatta ne kadar? Mesela Şekspir’in eserlerini satın aldığımızda hala varislerine bir telif ödeniyor mu? İncil ya da Kuran gibi en çok satan kitaplar için kime telif ödememiz gerekiyor?

4 Yorum

  1. d j - 23 Kas 2007 - 1:57 am

    turkiye’de yasal sure eserin sahinin omru+70 sene. dunya genelinde de bu civarlardaymis. wikipedia oyle diyor. surenin bu kadar uzun olmasinin ne mantigi var? aklima hicbir rasyonel sebep gelmiyor.

  2. EBRU - 23 Kas 2007 - 2:20 am

    Murat Bey,
    Ne güzel sorular sormuşsunuz. Aşağıda bu konu hakkında bildiklerimi yazdım. Umarım faydası olur.

    Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre (md.26) “ Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder. (Ek: 21.2.2001-4630/16) Bu süre, eser sahibinin birden fazla olması durumunda, hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl geçmekle son bulur. “
    O halde Einstein (İsrail’deki üniversite ) için bu süre 2025 yılında sona erecek.
    Shakespeare’in eserleri (1564-1616) Fikri mülkiyet bilincinin gelişmesinin öncesinde bile vardı. Bu eserler için –sürenin çoktan geçmiş olması sebebiyle- eser sahibinin (varsa) akrabalarına hiçbir şey ödenemez.
    Kutsal Kitaplara gelince, bu kitaplar için esas eser sahibi insan olmadığından, oluşturulmaları bakımından herhalde bir eser sahibi bulamayız. Ancak tercüme açısından “birlik sağlanması amacıyla” (Kur’an-ı Kerim için) Ezher Üniversite’sinde çok eski yıllarda Komisyonlar oluşturulmuş. Ülkemizde de tercümedeki doğruluk için Diyanetin kontrolünden geçiyor.
    Ancak tercüme açısından tabi ki eser sahibi var. Örneğin Kur’an-ı Kerim’in en ünlü tefsircisi Elmalılı Hamdi Yazır’ın telif hakkı (1942’de öldüğü için) hala akrabalarına (sağ kalan eş, çocuklar, ana baba ve kardeşler) ödeniyor.

  3. EBRU - 23 Kas 2007 - 2:30 am

    Sayın d j,
    Sürenin bu kadar uzun olmasının sebebini kendinizi “yayınevi sahibi” veya “okuyucu” (yani ticari veya entellektüel anlamda menfaat elde eden kişi) olarak değil de eser sahibi (emek veren)kişi olarak düşünürseniz kolaylıkla anlayabilirsiniz. Emek vermek zor iş! Bu insanlar -en büyük yazarlar da dahil- yaşamlarını idame ettirmek amacıyla yazıyor, üretiyorlar. Bir yanda tüccarlar, diğer yanda eser sahipleri.. Öldükten sonra akrabalarına bırakacak neleri kalacak? Bu durum yazarlara pek yakıştırılmıyor ama onların da insan olduğunu , bir aileleri ve sorumlulukları olduğunu düşünürsek sanırım 70 yılın oldukça mantıklı olduğunu söyleyebiliriz.

  4. d j - 24 Kas 2007 - 7:02 pm

    ebru hanim,

    benim okuyucu olarak dusunmemden dogal ne olabilir? ben okuyucuyum ve bu kadar uzun sureli telif haklarinin bana hic bir faydasi yok. fikri mulkiyet haklarinin yaraticiligi tesvik ettigi ve boylece yeni eserlerin yaratilmasina olanak sagladigi soylenir, ve topluma yarari bu sekilde aciklanir. ama ben sahsen hicbir eser sahibinin eserini yaratirkenki motivasyonun torununun zengin olmasi oldugunu sanmiyorum. oyle olsaydi buyuk sanatcilarin degerlerinin oldukten sonra anlasilmasi bir kural degil istisna olurdu. sanatcilarin sefalet icinde yasamasini istemiyorum tabii ki. ama benim cebimden cikacak paralarla kimsenin haksiz yere zengin olmasini da istemiyorum. burada haklilik/haksizlik subjektif bir degerlendirme elbette. siz bunu farkli degerlendirebilirsiniz. ben bir tuketici olarak benim refahimi arttirmayan, ama sebebi ne olursa olsun benim cebimden alip baskasina veren bir hukuksal duzeni (ya da devlet politikasini), bana karsi yapilan bir haksizligin araclari olarak degerlendiriyorum.

    ozetleyeyim, eger benim cebimden cikan para, bir kitap, bir film ya da bir sarkinin uretilmesine degil, onu uretmis olanlarin benim aleyhime zenginlesmesine katki sagliyorsa; ve ustelik bu kamusal politikalar yoluyla zor kullanilarak saglaniyorsa, bence ortada benim acimdan bir haksizlik vardir. bunun yaratacagi verimsizlikleri tartismiyorum bile.

Yorum yapın