Götüüüür
Her meslekte başarılı olmanın belirli kriterleri var. İşadamıysanız insanlar sizi ne kadar çok para kazandığınızla değerlendirir. Hedef daha çok para kazanmak olunca işadamları bazen oyunun kuralının dışına çıkıp hukuki olmayan yöntemlerle de para kazanmaya çalışırlar. Bazıları bu işi yaparken yakalanıp afişe olur, bazıları ise paçayı sıyırır ve saygın işadamı olarak ortalıkta dolaşırlar. Hem ülkemizde hem dünyada bazı işadamlarının sermaye birikiminde böyle hikayeler mevcuttur.
Akademisyenlerin başarısı ise yaptıkları yayınlarla ölçülür. Ne kadar çok, ne kadar nitelikli yayın yaparsanız o kadar itibar kazanırsınız. Bazı akademisyenler de bu işi daha kolay halletmek için hukuki olmayan yollara sapabilirler. Kimileri yakalanır kimileri yakalanmaz.
Eylül ayında NTVMSNBC’nin gündeme taşıdığı Türk fizikçilerin intihal olayı tüm gazetelerde yer aldı. Hemen ardından Türk matematikçilerin bir intihali ortaya çıktı. İntihal vakaları gerçekten yüz kızartıcı olaylar. Hele yapanlar aramızdan olunca daha fazla daha da fazla üzülüyoruz. Ancak bence olayın bizim açımızdan sevindirici bir yönü de var: Türkler sadece para kazanmak için değil, bilimde itibar kazanmak için de her türlü riski göze almaya başladılar.
Bir yorum
Türkiye Etik Değerleri Derneğinin yaptığı bir araştirma sonuçlarına göre Türk yöneticiler etik davranmanın karlılığa negatif etkisi olduğunu düşünüyormuş…Dolayısıyla etik olmayı pek de cesaretlendirikleri söylenemez. Iş dünyası böyleyken akademinin farklı olması beklenemez sanırım. Yada daha doğrusu Türkiye’de düzen böyleyken, bu toplumu yaratan bireylerde biz olduğumuza göre olanları yadırgamamak lazım. Acı ama gerçek.