Cem Karaca’nın ardından…
Bu haftanın en önemli ekonomi gündemi kuşkusuz iptal edilen özelleştirme ihaleleri ama iki nedenle bu konuda yazmayacağım. Birincisi Türkiye’de olaylar fasit bir daire gibi dönüp dönüp önünüze geliyor. Bu yüzden de sürekli aynı konular hakkında yazmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da beni sıkıyor. İkincisi, zaten birçok kişi bu konuda yazdılar ve yazacaklar. O yüzden bu haftaki yazımı rahmetli Cem Karaca’ya ayırdım. Tabii ki yazar iktisatçı olunca bu anma yazısı bir müzisyen hakkında ekonomi ağırlıklı bir yazı olacak.
Zaman ne çabuk geçiyor… Cem Karaca aramızdan ayrılalı iki yıl geçmiş. Tamirci Çırağı, Resimdeki Gözyaşları, Namus Belası gibi onlarca unutulmaz parçanın bestecisi, yorumcusu Karaca iki yıl önce 8 Şubatta hayata veda etmişti. Farklı çizgisi nedeniyle sevenleri kadar sevmeyenleri de vardı. Usta sanatçının Türkiye’de bu kadar çok tutulmasının en önemli sebeplerinden biri de siyasi görüşleri idi. 60’lı ve 70’li yıllarda Cem Karaca şarkıları Sol düşünceli gençlerin dillerinden düşmezdi. Türkiye’nin sıradan, düşük gelirli insanlarının dramını çok güzel tasvir ederdi Karaca şarkıları. Bence, Tamirci Çırağı klasik zengin kız-fakir erkek hikayesinin en iyi örneklerinden biridir. Çırak, arabasını tamire bırakan zengin kıza aşık olur. Kızın arabasını tamirden almaya geleceği gün ustasından izin alıp tulumlarını giymez. Çünkü kıza daha iyi gözükmek istemektedir. Ancak, kız onun farkına varmadığı gibi bir de onu aşağılar ve arabasına atlayıp gider. Geride boynu bükük kalan çırağı, ustası teselli eder: ‘İşçisin sen işçi kal, haydi giy tulumları’.
Devamı »